29 Aralık 2010 Çarşamba

Chanel'den chanel rengi oje

Chanel rengi diye adlandırılan boz kahverengi,pastel tonlarındaki ojeler bu sezon çok moda.Hemen hemen her tırnakta görmeye başladığım bu renk tonları tırnakta da oldukça hoş duruyor :) Bence chanel ojeler çok daha güzel ama olsun diğer markalarda da aynı renkler var..Fiyatları çok daha uygun.Ama chanel rengini Chanel almanızı tavsiye ederimmm(:


26 Aralık 2010 Pazar

İzmir'e güzel bir haber :)



Sonunda beklenen mağaza açılıyor!!İzmir'deki mağazalarda büyük bir eksikliği olan M.A.C Alsancak/Gül Sokakta yerini buluyor.Aralık sonunda açılıcak olan mağaza herkesi heycanla bekletiyor.Uzun süredir açılmamasının sebebi kendilerine uygun bir mağaza bulamayışlarıymış ama artık bulunmuş.Eveet mutluyuz <3

Tommy Hilfiger'dan Çizme

Tommy Hilfiger'dan çok şık ve çok rahat topuklu çizmeler.Üzerine tozluk geçirilmiş topuklu çizmeler bu sene çok moda ve Tommy Hilfiger'da bu modaya bi el atmış.Rahatlığı,şıklığı aynı zamanda da spor görünümüyle herkesin gözlerini üzerine çekiyor :) Hemde indirimde!!Fiyatı oldukça iyi benden söylemesi(:



Twist'de %50 :)

Twist'de tüm ürünlerde %50 indirim başladı..Kaçırmadan koşuuun hemen :)







24 Aralık 2010 Cuma

Yılbaşında ne giymeli:)

Şu sıralar çoğu kadının düşünceli yılbaşında ne giyicemm?Evet gerçekten zor bi soru ama cevabını bulmamız şarrrrrrrrrt :) Bende minik bir araştırma yaptım ve bir kaç parça seçtiklerim vaar(:

*    H&M'den :)








___________________________________________________________________________________

*     DKNY'dan :)



__________________________________________________________________________________

*   bebe'den :)





 __________________________________________________________________________________
                                             
                                                      *     Vakkorama'dan :)







Eveeeeet umarım yardımcı olmuşumdurr(:

Filler Noel Baba oldu:)





Thailand'da yılbaşı öncesi çocuklara hediyeler 4 sevimli fil tarafından dağıtılmış:) İlginç dansları ve noel baba kıyafetleriyle herkesin ilgi odağı olan filler hortumlarıyla birer birer hediyeleri sahiplerine kavuşturmuşlar:) Çok hoşuma gitti bu haber, fillere bayılıyorum çok tatlı değiller mi:)

Bu vaio bi harikaa:)

Sony'den son zamanlarda insanların içini neşelendiricek yeni bir notebook :) Rengi çok tatlı ve bu tatlılığı boyutlarıylada örtüşüyor.Mini mini vaio :) Çok şirin ve özellikleride oldukça fazla! Her yere yanınızda taşıyabilceğiniz rahat minik vaioların fiyatlarıda uygun.İhtiyacınz varsa hemen bi araştırmaya çıkın bence..Bu minik pembiş vaio'dan mahsun kalmayıın benden söylemesi :))



Alexander Mcqueen..

Henüz 40yaşına basmadan İngiltere'de 4 kere en iyi tasarımcı ödülünü alan,yaptığı farklılıklarla,sınır tanımazlığıyla meslektaşlarından hep bir adım önde olan,defilelerinde hazırladığı değişik şovlarla yaratıcılığını ortaya koyan ve hayatına çok erken göz yuman ALEXANDER MCQUEEN'e sayfamda yer vermek istedim..Onun yaratıcılığını ve eşsiz tasarımlarını çok arıyacağızz..














McQueen’in 41 yıla sığdırdığı başarı öyküsü
1969 yılında Londra’da bir taksi şoförünün altı çocuğunun en küçüğü olarak dünyaya gelen McQueen, ilk moda çizimini henüz üç yaşındayken bir kâğıt parçasına çizdiği elbise olduğunu söylüyor. O yıllarda kendi kız kardeşleri için kıyafet dikmeye başlayan McQueen 16 yaşındayken moda kariyerinin peşinde koşmak için okulu bıraktı. O zamanlar ailesinin kendisine çok karşı çıktığını söyleyen McQueen bu durumu Elle dergisine verdiği bir röportajda , “Ailenin pembe kuzusuydum” sözleri ile anlatıyor. Daha sonra Londra’nın merkezinde bulunan ve erkekler için özel ve el işi kıyafetler üretmesiyle meşhur sokağı Savile Row’daki Anderson&Sheppard’da çırak olarak çalışmaya başladı. Burada geçirdiği yıllar elbise yapımındaki teknik stilini ve terzilik becerilerini geliştirebilmesi ve deneyim kazanması için büyük bir şans oldu. Savile Row’da geçirdiği süre içerisinde 16. yüzyıldan günümüze kadar kalıp kesiminde ustalaştı. Bu deneyimler ve yetenekler ileride kariyerini oluşturmasına büyük katkı sağladı.

Koji Tatsuno ile bir süre çalıştıktan sonra Bono’nun kullandığı gözlükleri ile ünlenen modacı Romeo Gigli ile çalışmak için İtalya’ya taşındı. İtalya’da bir süre kaldıktan sonra Londra’ya dönen McQueen Londra’nın prestijli tasarım okulu olan Central St. Martin’s College of Art and Design’a kalıp eğitmeni olmak için başvurdu ancak portfolyosunu gören program yöneticisi bu terzi çaylağını hemen programa dahil etti. McQueen’in uluslararası ilk deneyimi bu okuldaki final projesini sergilerken oldu ve başarılı projesi pekçok dergide boy gösterdi. Hemen ardından koleksiyonunun tamamı İngiliz moda ikonu ve dergi editörü Isabella Blow tarafından alındı. Blow ayrıca McQueen’i kendi modaevini kurduğunda göbek adı olan Alexander’ı alması içinde ikna etti.

Modanın holiganı

McQueen ilk moda şovlarından sonra moda dünyasında l’enfant terrible (kötü çocuk) ve the hooligan of English fashion (İngiliz modasının holiganı) gibi isimlerle anılmaya başlandı. Defileleri her zaman tahmin edilemez ve çılgınca şovlara dönüştü. 1996 yılında Givenchy ile anlaştığında moda eleştirmenleri tarafından oraya uymayacağı konusunda eleştirildi. Nitekim öyle oldu. Daha işe başlar başlamaz firmanın başkanı Hubert de Givenchy’i ilgisiz diyerek aşağıladı. 1997’de yaptığı tasarımların kötülüğünü kendisi de kabul etti. Ancak ertesi yıl tasarımlarını Givenchy’nin çizgisine uygun şekilde yumuşattı. Givenchy’de mutsuz olduğunu söyleyen McQueen henüz anlaşması bitmeden 2000 yılında kendi moda evinin yüzde 51’ini rakibi Gucci’ye sattı. Ama cüretkâr tasarımlar yapmaya devam etti. Ve kariyerinin en başarılı örneklerini de bu sürede yarattı.

2001’de Givenchy ile olan bağlarını da “yaratıcığını sınırladığı” gerekçesi ile tamamen koparttı. Ve Gucci ile olan sarsıntılı ilişkisi kendisine daha fazla yaratıcılık tanıma imkânı verdi. 2005 yılında spor markası Puma için tasarımlar yapan McQueen, 2007 yılında da makyaj markası MAC’le çalışan ilk tasarımcı oldu. 2007 yılının sonlarına doğru London, New York, Los Angeles, Milan ve Las Vegas gibi şehirlerde butiklerini açtı. Nicole Kidman, Penélope Cruz, Rihanna ve Lady Gaga gibi süperstarlar kırmızı halılarda ve müzik kliplerinde onun tasarımları ile boy göstermeye başladılar.

Doğmadan ölen McQ

McQueen’in özel hayatı da kariyeri kadar çalkantılıydı. Homoseksüel olduğunu altı yaşında fark etti, 18 yaşında ailesiyle paylaştı. Özel hayatında ilişkileri gelip geçen McQueen kariyerinde büyük etkisi olan ve çok yakın arkadaşı olduğu bilinen Isabella Blow’un intihar etmesinden sonra zor günler geçirdi. Aynı yıl yarattığı tasarımları Isabella Blow’a adadı.

Tasarımcının yokluğunun en çok New York Moda Haftası’nda hissedileceği konuşuluyor çünkü orada, yeni modellerini McQ adı altında tanıtması bekleniyordu. Defile iptal edildi. Jean Paul Gaultier, Alberta Ferretti ve Moschino gibi tasarım evlerini bünyesinde bulunduran Aeffe Group’un Amerika Başkanı düşüncelerini “Bu moda sektöründe şimdiye kadarki en trajik kayıp. Çok genç ve çok yetenekliydi bu inanılmaz bir olay” sözleriyle özetledi. Instyle dergisinin moda editörü Hal Rubenstein ölümünün ardında “O inanılmaz bir şov adamıydı. Asla beyaz bir podyumda sakince tasarımlarını tanıtmasını bekleyebileceğiniz biri değildi” şeklinde konuştu. Değişik tarzı ile tanınan tasarımcı Betsey Johnson için ise McQueen tek ve “En ilham verici, yaratıcı ve dahi tasarımcı” idi. Victoria Beckham “Dokunduğu her şeyi güzelleştiren McQueen’in yokluğu çok hissedilecek” sözleriyle acıyı paylaştığını belirtti.


23 Aralık 2010 Perşembe

Ugg'lara elveda Muks'lara merhabaa!

Birçok ünlünün tercih edip giydiği Muks botlar bu sene moda.Ugglara elveda demeyi başaran herkesin gözleri Muksların üzerinde.Ugglarda bulduğmuz rahatla bulamayız diye düşünürseniz sakın  bu yanılgıya düşmeyin.Mukslar hem rahat hem doğal.Zannedildiği kadar da kötü durmuyor.Ben yavaştan sevmeye başladım:) Merhaba Muks!




Ünlülerde de dantel..